Bugün huysuzdum,
ama öğlene kadar.
Sonra kıvrak bir manevrayla işten kaytarıp kendimi kasvetten kurtardım.
Köpek oğluma koştum.
Parkta saatlerce oynadık.
Attığım topları getirmekten yorulunca bir kenara muzur muzur çekilip topu parçalamasına ve de parçalarını mideye indirmesine izin vermedim. Ağızdan top çekme savaşını ben kazandım. Bizimki pitbull olmuş da haberim yok... Topa asılı kaldı dakikalarca havada... Sol kolumun canı çıktı... Aylar önce, yediği koca bir parça tenis topu yüzünden ölümden döndü canım köpek oğlum...
Sitenin gerzek sakinlerinden, sabahtan akşama kadar pencereden koca memelerini sarkıtarak gelenin geçenin hayatını didikleyen kadın olanıyla, çok istemesine rağmen, kavga etmedim.
1.Deneme: "Köpeği parkta gezdirmesenize! Çoluk çocuk oynuyor..."
Cevap :
İçten :(Senin oğlanı geçtiğimiz yaz ağaç diplerine işerken az yakalamadım)
Dışarı: "Yaaaa, size de iyi günler."
2.Deneme: "Bir köpek eksikti burada!! Bıktık yahu sizden!!!
Cevap:
İçten: (...tir git başımdan)
Dışarı: "Kaloriferler de yanmaya başladı artık, evet, evet..."
3.Deneme: "Aaaaa, iyice terbiyesiz bu! Dalga mı geçiyorsun? Jandarma çağıracağım. O köpek pislikleri ne oluyor?
Cevap: (Cebimdeki boş torbaları çıkardım) "Bunlara giriyor onlar. Doldurunca size de bir tane getireyim mi sıcak sıcak?"
Delirdi kadın. Pencereyi kapatırken camı dışarı patlayacaktı az kalsın.
Bekledim, jandarma gelmedi.
Keşke gelseydi. Komutanları bu gerzeklerle çok eğleniyor... Öbür evdeyken bir kere, yine böyle bir arızalıya "Zabıt tutalım hanımefendi, sahipli köpekler parklarda dolaşmasın, sokak köpekleri istedikleri kadar işeyebilir, diye not düşelim" demişti. Hi hihi...
Kısmette varmış, jandarma arabasını akşam caddede gördüm.
Utanmadan bir de, selektör yapıp durdurdum. Derdim başkaydı...
Caddede gezinen 4-5 tane modifiye arabalı canavar gördüm. Yolun orta yerinde üçü yan yana durup arabalarından indi, yarım saat sonraya sözleştiler yarış için... Kulaklarımla duydum... Sonra da küfürlere kornalara milletlerarası geçerliliği olan "nah" işaretleriyle karşılık verip, o makas senin, bu makas benim, binbir tacizle u dönüp caddenin karşısına geçtiler.
Hemen biraz önümde de candarmamızın devriye otosunu görmeyim mi??
Selektör, dat dut derken, durdular, yanlarına gittim.
Şikayet ettim, hayal kırıklığına uğradım.
Şu an suç teşkil edecek bir durum yokmuşşşş!
"E, ama devriye geziyorsunuz, takip etseniz falan??"
Şikayet yazılı olmadığı sürece birşey yapılamazmışşşş.
"Pes yani! Asker de bunu yapıyorsa!! İlla memur zihniyetiyle mi hareket etmek lazım? Zabıt mabıt? Üç beş ay sonra bu ruh hastaları bir iki kanlı vukuat yaşatınca mı anlayacaksınız durumun vehametini? Ben bunu başka yollarla şikayet edeceğim o zaman."
..............
Bammmm!!! (Benim arabanın kapısı)
Yarın son derece dokunaklı bir şikayet mektubu yazılacak, ilgili ilgisiz merci(mek)lere iletilecek. Ben yapayım da üzerime düşeni... "Korna eşliğiyle sinirli hareketler"yöntemini benimsemiş tepkili duyarlı milletim de başka yollar arar belki bu duruma son vermek için.
Ne zannettiniz ulan mahallemi? Bağdat Caddesi ezikleri özentileri sizi... Ananız babanız nerde? Arabanıza bu kadar masraf yapacak parayı nereden buluyorsunuz? Siz geberin ama kimseye zarar vermeden, kendi aranızda geberin!
Tahammül edemiyorum!!!
İşte buna tahammül edemiyorum!
Yaaa, ne diyordum?
Üremek başkaaaa, insan yetiştirmek başka.
Üre, hasbelkader büyüt, at sokağa, ver parayı, ne halt yerse yesin.
Hapçı, topçu, yarışçı olsun...
Babanız boynuzlarını parlatsın, ananız kariyer yapsın...
İyi de...
Yetişmiş pırıl pırıl çocuklar ne olacak?
Ya birine bu şuursuzlar yüzünden zarar gelirse? Gelmedi mi daha önce, defalarca?
Geberin e mi? Kendi aranızda geberin...
Canım sıkıldı beee!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder