Pazartesi, Haziran 12, 2006

PİS PİSİ OTU

Yorgunum.
20 kiloluk köpek oğlumu kucağımda 5 kat yukarı çıkardım. Uyuşturucu yapıldı. Normal köpeklere verilenin 3 katı zerkedildi damara, anca uyuştu bizim dana. Gördüğüm en komik köpekti. Gözler şaşı, dil dışarıda aşağıya iki metre sarkmış, bacaklar yeni doğmuş kuzu gibi kenardan kenardan kayıyor, titriyor. Canım benim. Üzüldüm de çok...
Şu pisi otunun bu kadar problem yaratacağını düşünmezdim... Kulakta nasıl ilerlemiş öyle. Az kalsın tek kulağı duymayacakmış. Zarı milimle sıyırmış. Bir pisi otu kepazesi de ayak tabanından girmiş, yukarı doğru yürümeye başlamış... Hazır bayılmışken onu da kurtardı kahraman veterinerimiz...
Şu an hiç hali yok yürümeye ama, evin içinde yine de ben nereye gitsem pıt pıt peşimden gelmeye çalışıyor titreye titreye... İnsan bunu sevmez de ne yapar? Ağlayacağım neredeyse şu haline. (Belki de ağlamışımdır...)
Sahi, -çok şükür- uzun zamandır ağlamıyorum. Ben deyim 1 yıl, onlar desin daha da fazla... Şöyle hönkür hıçkırık... Bağıra bağıra... Böğüre böğüre...
Aman ağlamayayım... Kimse ağlatmasın artık.
Onun yerine yeni stil gülme sesleri gelişti bende... Gevrek, morartan, nefes aldırmayan, kesik, gürültülü, ardından "hiiiii" dediğim...
Hep güleyim.
Hep gülmek isteyim.
Etrafımda hep yüzümü güldürenler olsun.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

köpek oğlunun resmini koyabilirmisin lütfen bloğuna..