Cuma, Haziran 16, 2006

SESSİZ TELEFON TRAVMASI

Bak şimdi yine sinirliyim...

Sessiz telefonlara -tabii ki özel numara- illlllett oluyorum.
Bütün günümün içine etti tam anlamıyla. Söylesene ulan, her kimsen? Eskiden olsa psikopat bir kadından şüphelenirdim. Ama o da huzura erdiğine göre (huzurdan ne anladığına bağlı. O huzurluysa, ben Mevlana'yla pişti oynuyorum.), kim bu? Kim kim kim... Telefonu kapatsam bir türlü, sessize alsam bir türlü, açsam bir türlü.
N'oluyor şimdi? Ne anlıyorsun eblek eblek tüm akşamını, konuşmayacağın birinin "efendim"ini defalarca duymaya harcayarak? Buyur, eve geldim, kapattım telefonu. Ne halin varsa gör. Parmaklarına kramp girer, gözlerin şaşı kalır, ömrün boyu sesin çıkamaz inşallah!
Bu sessiz telefonların sesini duyurmaktan aciz sahipleri ne demek istiyor sessizce? "Ben buradayım." "Ne yaptığını merak ediyorum." "Ben mutsuzum, bari rahatsız edeyim de en azından tadın/ız kaçsın." Başarıyor da şerefsizler...
Bir dönem, ben evimin kadınıyken!! ve evimin direğiyle!! mutlu mutlu!! yaşarken, eve sürekli sessiz telefonlar geliyordu. Her gün... Her akşam... Denli densiz zamanlarda.
O kadar sinir bozucu birşey ki bu, yaşamayan anlamaz. Yaşamayan, benim bu sessiz telefon paniğime anlam veremez. Bu benim için, tekrar yaşamak istemediğim zamanların, hatırlamak istemediğim mutsuzlukların, etrafımda dönen pislik oyunların, sahtekarlığın başlangıç düdüğü. Sanki bu sessiz telefonların defalarcasının ardından, bir gece sessiz telefon sese gelecek ve bana şunları diyecek:
"Senin kocan bana asılıyoduuuuu....
Altı yıldır ilişkimiz vaaaar.....
Salaaaaksın kızım sennn.....
Ben evinize girdiiiim...
Ben yatağınıza girdiiiim....
Seni sevmiyoooo...
Peşimi bırakmıyoooo...."

Evet, evet... Ben bir gece bunları duydum.

Türkçe meali:
Ben zor durumdayım.
Kocan senden ayrılmıyor, ayrıca salağın da teki.
İş bana düştü.
Ne yaptımsa olmadı, salak kocan sana birşey söyleyemedi.
Sonunda şarkülüm kaydı, ayarlarım bozuldu.
Ayrıca çirkefim, aynı zamanda onursuz ve arsız...
Şu bombayı bir patlatayım da, salak kocan nasıl olsa maymun gibi beni affeder.


Koko meali:
Bunlara ne gerek vardı gerzekler?
Söyleseydi, yıllarca acı çekmezdiniz büyük aşkınız için.
Söylerdi, biterdi.
Şimdi olduğu gibi.
Ama ben, şimdi olduğu gibi bittiğinde, aynı ben olmazdım.
Ne gerek vardı beni yaralamaya?
Ne gerek vardı üzerime oyunlar oynamaya?
Söylerdi, biterdi.
Ben yoluma devam ederdim, şimdi olduğu gibi.
Mutluluğu -şimdi değil de- yıllar önce yakalardım.
Ne gerek vardı zamanımı yiyip bitirmenize?
Söylerdi, biterdi, anlardım.
Anlamayacak insan mıydım?
"İlişkilerde zorla sevgi olmaz, ölümüne dürüstlük olur" diyen kimdi defalarca?
Hayatım boyunca kimsenin sevgisine, varlığına muhtaç olmadım.
Ne zannettiniz kendinizi?
Adam gibi söylerdi, anlardım, biterdi.
Adam gibi söylenmedi, adam gibi bitirdim.
Alnımda "Gerizekalı bir erkek kullanılarak, kadınsal egolar tatmin edilir, bedava" mı yazıyor?
Ne gerek vardı hala aklımdan çıkamayan bu kefaşe cümleleri duymama?
Ne gerek vardı, bana hayatımın her sessiz telefonunda travma yaşatmaya?

Psikolog meali:
Hayatın içinde herşey var.
İnsanların mayasında iyilik kadar kötülük de var. Kiminde az, kiminde çok...
İlişkide bulunduğun insanları kendin gibi bilirsen, büyük hayal kırıklıkları ve travmalar yaşarsın.
İnsanlardan herşeyi bekle...
Ama hayatını bu şüpheyle yönlendirme.
Öyle bir dimdik dur ki, kendini manevi anlamda öyle bir donat ki, başına ne gelirse gelsin kopan onca fırtınadan sonra ortalık durulduğunda arda kalan tek şey, özgüvenin olsun.
Özgüven beraberinde neyi getirir?
Özeleştiriyi... Kendini tanımayı... İnsan cinsini fazla sallamamayı... Hayata bağlanmayı... Değerinin farkına varmayı... Fırtınanın yıkımlarını zamanla unutmayı. Anahtar kelime neymiş?
Zamanla unutmak...

Zaman geçiyor, ben unutuyorum.
Sessiz telefonları "bir hayranım" diye şımarıklıkla karşılayacağım zamanlar çok yakın.
Hissediyorum.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Koko, hala öfke dolusun, ama doğru yoldasın. Arıyorsun ve bulacaksın çıkış yollarını. Gerçekten sadece zaman gerekiyor bunun için, panik olma ve kendini mümkün olduğunca yıpratmamaya bak bu süreç içinde. Yazmaya devam et, bunun katarsis etkisi yarattığını ben kendi tecrübemden biliyorum. Zeki birisin gördüğüm kadarıyla, başa çıkacaksın tüm bunlarla emin ol.
F.

KOKO dedi ki...

Aşamadığım tek şey ne, biliyor musun?
Bana bu kalleşliği yaptıkları için değil, yapma şekillerinden dolayı "üç kuruşluk" değerleri olmayan insanların bana zaman kaybettirmesi...
Yoksa, iyi ki yapmışlar, iyi ki yaşamışım.
Nasıl olgunlaşacaktım yoksa?
Nasıl aşık olacaktım yeniden?

Teşekkürler, teşekkürler.