Cevaplar:
- Kırmızı-mavi halkalar
- Mor dalgalar
- Yeşil yuvarlaklar
- Pembe yıldızlar
- Sarı baklavalar
- Turuncu spiraller...............
Sonuç: Bakılan şey aynı da olsa, her bir insanın bulunduğu yerden gördüğü farklıdır.
Bravo!!!
Bunun temelinde de, ailenden öğretmenine, edindiğin arkadaşlardan okuduğun kitaba, yaşadığın çevreden yemek masasında oturduğun yere, hayatta yaşadığın yoksunluklardan annenizin kapıcınıza davranış tarzına, seçtiğin eşten yaptığın işe kadar pek çok etken bulunur, nokta.
İnsanlar farklıymış.
Herkes senin gibi düşünmüyormuş, bu çok normalmiş.
Senden farklı düşünenler, senden daha iyi ya da daha kötü değilmiş.
Senden farklı düşünenleri anlayabilmek için, CD masasının etrafındakilerle arada bir faraza da olsa yer değiştirmek gerekiyormuş.
Bu yolculuk sırasında bulunduğun yerde gördüklerin seni mutlu etmediyse, oraya ait değilmişsin, olmaya da çalışmamalıymışsın, kendini kandırmamalıymışsın. Mesela, çok zenginmişsin gibi ya da çok derin bir sanat zevkin varmış gibi davranma, komik olurmuşsun. Ağıza afiyetle alınıp (bu senin kendini oraya ait olduğunu zannettiğin dönem), çiğnenip (bu senin sınandığın dönem) tükürülmekten (bu senin dışlandığın dönem) öteye gidemezmişsin.
Bu yolculuğa çıkmaya zahmet etmiyorsan, en azından onları kınamamayı veya onlara özenmemeyi bilmeliymişsin.
Bulunmayı istediğin yer, -iyi ya da kötü- farklı bir birikim gerektiriyormuş ve sen onları biriktirmeden zeplinle inemezmişsin. Çiğ görünürmüşsün.
Bulunmayı hiç istemediğin yer, -iyi ya da kötü- ancak orada bulunanın yaşadıklarını onların gözüyle sınadığında da kötüyse gerçekten bulunulmaması gereken bir yermiş... Orada hiç yaşayamazmışsın.
Bu yazıya da, şöyle bir final yakışırmış :
Kınadığın şey, birgün senin de başına geldiğinde ne yapacağını düşün. Bu durumda yapabileceğin en berbat şeyi düşün... Kınadığının yanında, aynı durumda yapmayı tasarladıkların çok asil kalıyorsa, içinden -ama sadece içinden- şunu söyle: İğrenç, iğrenç, iğrenç!!!!!!!!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder