Pazar, Mart 26, 2006

AŞKIMIZ SABUN İSE KÖPÜRT BENİ PAKİZE!

Bu duvar yazısını, bundan taaa 25 yıl kadar önce, Kuşadası'nda babamın bizi götürdüğü bir tavernada okumuştum... O gün bu gündür aklımdan çıkmamış... Hani sorarlar ya, "Sayın bilmem ne, sizce 'aşk' nedir?, diye, içimden hep bu cümle geçer, kıs kıs gülerek...

Sayın ben, sizce 'aşk' nedir?
O zamandan bu zamana çok sular aktı... Hayatımda öyle şeyler oldu ki, aynı suda iki kere bile yıkandım. Canım çok yandı, tarif edilemeyecek kadar çok incindim ama kuyruğumu dik tuttum.

Soranlara "hayatımda hiç aşk acısı yaşamadım" diyorum, ama yalan söylüyorum. Çünkü anladım ki, aşk, acı çektiğinde "aşk" olduğunu anladığın bir zaafmış.

O halde, "sayın bilmem ne" olarak, aşk şudur, diyorum:

O, kalbinizi paramparça ederken, siz zavallı kalbinizi korumaya çalışıp ondan uzaklaşırsınız. Ama bir şeyi gözden kaçırırsınız: Kalbiniz ondan uzaklaşmamaktadır. Çünkü kalbin aklı yoktur, aptaldır o... Zavallıdır, acizdir, yok edilmesi, ipe dizilip sallandırılması, parmaklarının kerpetenle kırılması, gözlerinin oyulması, saçlarının yolunması, kulaklarından tavana çivilenmesi, kollarının burkulması, aç ve susuz bırakılması gerekir!!! Aptal aptal aptal aptal aptal!!!!

Hiç yorum yok: