Pazar, Mart 19, 2006

TİLKİLERİM



Tilkilerime dokunmayın, yorum yapmayın, kınamayın...
Sadece bilin, umurunuzdaysa.
Onlar, zaman zaman sadece kadın olmamın, zaman zaman sadece insan olmamın, endişelerimin, güvensizliklerimin, hayallerimin, hırslarımın yarattığı, irili ufaklı, sevimli-sevimsiz, gerekli- gereksiz tilkiler...
Kimi zaman kafamda beşi-onu birden dolaşır. Bazen -hani şu çok meşhur benzetme gibi-, kuyrukları birbirine dolanır. Bazen biri yeter dikkatimi hiçbir şeye odaklayamamaya, bazen de plop plop patlayıverirler kendi kendilerine. Aslında kendi kendilerine değil. Ben onları bir şekilde yok ederim. Öyleleri vardır ki aralarında, -yine-unuttuğunuz banka şifrenizi öğrenmeye gittiğinizde ploplayacak kadar gereksizdir... "Ufacık bir dokunuş"...
Ama o kocamanları yok mu kocamanları... Daha bebecikken beyninizin bir köşesine çok lazımmış gibi buyur edersiniz. Sonra farkına varmadan onu balla börekle beslersiniz. Öyle büyür, öyle büyür ki, artık beyniniz "ya o, ya ben" demeye başlar. İşte o zamanda bir tercih yapılır: Ya tilki sizi eritip bitirir, ya da siz tüm gücünüzü ve yüreğinizi ortaya koyup tilkiyi "plop"larsınız, akıl elden gitmeden...
Aklını ve kendini seven, en heybetlisiyle bile omuz omuza çarpışır.
O kim ki?

Hiç yorum yok: